13 Mart 2017 Pazartesi

Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez

Gabriel Garcia Marquez'in muhteşem eseri Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği bir namus cinayetinin öyküsünü anlatıyor. Kitabın ana karakteri Santiago Nasar, Pablo ve Pedro Vicario kardeşler tarafından göz göre göre öldürülmüştür.

Olaylar, Santiago'nun bir dostunun ağzından röportaj şeklinde anlatılmaktadır. Kitap, Angela Vicario ve Bayardo San Roman'ın düğünüyle başlar. Bayardo San Roman, bölgeye henüz yeni taşınmıştır. İlk geldiğinde yerli halka gizemli bir adam gibi görünür. Çünkü her konuda derin bilgiye sahiptir ve mesleğinin ne olduğu bilinmemektedir. Lakin çok zengin bir adam olduğu bilinmektedir. Bu tartışmalara son vermek isteyen Bayardo San Roman, ailesini de yanına aldırır ve herkese şehir şehir dolaşıp evlenecek birini aradığını söyler.

Bayardo, bir gün bir meyhanede otururken meydandan annesiyle beraber geçen Angela Vicario'yu görür ve orada bulunanlara onunla evleneceğini söyler. Onu ciddiye almazlar, çünkü Bayardo dut gibi sarhoştur. Lakin Angela'nın ailesiyle konuşur ve anlaşırlar. Bayardo San Roman oldukça zengin olduğundan, şölen gibi bir düğün merasimi tertip eder. Gecenin sonunda, Angela'yı da alarak düğün hediyeleri olan üstü açık bir arabayla evlerine doğru uzaklaşırlar.

Fakat, güzel başlayan evlilikleri yalnızca altı saat sürer. Çünkü Bayardo San Roman Angela'nın bakire olmadığını anladığında onu evine geri götürür. Angela'nın kardeşleri Pablo ve Pedro ona bunu kimin yaptığını sorduklarında, Santiago Nasar cevabını verir ama nerede, nasıl olduğu konusunda ağzını bıçak açmaz. Bunun üzerine Pablo ve Pedro ellerine en kaliteli kasap bıçaklarını alır ve Santiago'yu öldürmek üzere yola koyulurlar.

O sabah, piskopos gemiyle yaşadıkları yerden geçecektir ve bu yüzden tüm yöre halkı çok heyecanlıdır. Santiago Nasar, en güzel giysilerini giyerek piskoposu karşılamaya gider. Pablo ve Pedro ise sabahın o saatinde açık olan tek yerde, Clotilde Armenta'nın meyhanesinde nasıl olsa oradan geçer fikriyle Santiago'yu beklemeye başlarlar. Aynı zamanda karşılaştıkları herkese Santiago'yu öldüreceklerini söylerler. Çünkü her ne kadar şereflerini kurtarmak için onu öldürmek zorunda olsalar bile, temiz kalpli olduklarından Santiago'yu öldürmek istememektedirler ve içten içe birilerinin onları durdurmasını istemektedirler. Fakat Santiago'yu öldüreceklerini Santiago dışında herkes öğrenmiş olsa bile çeşitli nedenlerle hiç kimse onu uyarmamıştır. Çünkü herkes bildiğinden nasıl olsa haberi vardır diye düşünürler.

Pablo ve Pedro Vicario'nun öldürmek üzere Santiago Nasar'ı beklediğini öğrenen belediye başkanı onları durdurmak için yanlarına gider ve bıçaklarını alarak evlerine gönderir. Fakat onlar yanlarına yeni bıçaklar alarak Clotilde Armenta'nın meyhanesine geri dönerler ve yeniden Santiago'yu beklemeye koyulurlar. Bu sırada Santiago Nasar ise yakın arkadaşı Cristo Bedoya ile beraber evine dönmektedir. Dönüş yolunda Cristo Bedoya'yla ayrılır ve yoluna devam eder. Meydanın köşesini döndüğünde nişanlısı onu evine çağırır. Olanları duyduğundan, Santiago'nun kendisine yazdığı mektupların bulunduğu kutuyu eline verir ve ona gitmesini söyleyip ağlayarak kendisini odasına kapatır. Hiçbir şeyden haberi olmayan Santiago, nişanlısının bu tavrı karşısında şaşırıp kalır. Nişanlısının babası ona Pablo ve Pedro'nun öldürmek için kendisini aradığını söylediğinde, donakalır ve evine doğru yürümeye başlar. Lakin onu gören Pablo ve Pedro ise peşine takılarak onu takip etmeye başlar. Santiago Nasar tam evinin ön kapısından içeri gireceği sırada, annesi Plâcida Linero Pablo ve Pedro'nun eve doğru koştuğunu görür ve kapıyı Santiago'nun yüzüne kapatır. Çünkü farklı bir yönden eve girmeye çalışan Santiago'yu fark etmemiştir. Pablo ve Pedro, Santiago'yu defalarca kez ölümcül yerlerinden bıçaklarlar. Santiago, arka kapıdan eve girer ve mutfağın ortasında yere yığılır.

Kırmızı Pazartesi, namus cinayetinin vahşetini gözler önüne seriyor. Okuyucu, kitabın ilk cümlesinden beri cinayetin işleneceğini bilmesine rağmen, son sayfaya kadar nasıl işlendiğini öğrenemiyor. Sıradan cinayet romanlarının aksine, merak konusu olan öğe cinayeti kimin işlediği değil, nasıl işlendiği oluyor. Bu muhteşem romanı, herkesin mutlaka okuması gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder